Bilmeden Sahte Fatura Kullanma Olabilir mi? 

abdulmenaf-yakut-1Evet olabilir.

Ticari hayatın günlük dağdağası içerisinde mümkündür.

Ben demiyorum bunu.

306 seri Nolu VUK Genel Tebliğindeki düzenleme söylüyor.

Sahte belge kullanma suçu ve cezasının düzenlendiği 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359. Maddesinin (b) bendinde bilerek-bilmeyerek gibi herhangi bir ayrım olmamasına rağmen; konuya ilişkin olarak Maliye İdaresince çıkarılmış olan 306 seri nolu Genel Tebliğ bu şekilde bir ayrıma giderek sahte belge kullanmada kasıt unsuru arar hale getirmiştir.

Sahte belge düzenleme konusunda ise ‘bilinçsizlik’ durumu söz konusu değildir.

Buna göre; insanın, isteği dışında, yani ‘bilmeyerek’, herhangi bir mal ya da hizmet karşılığı olmayan (yani sahte) faturalar düzenledim demesi mümkün değil.

Başkalarının, kendilerinden habersiz bir biçimde, örneğin kimliklerini çalarak ya da onları kandırarak ya da bir biçimde ikna ederek adlarına tesis ettikleri mükellefiyetler üzerinden sahte fatura düzenledikleri durumlardan söz etmiyoruz burada. Bu gibi durumlarda zaten, kandırılan yahut kendilerinden habersiz bir biçimde haklarında işler çevrilenlerin değil, kandırma dahil bütün bu filleri bizzat işleyerek sahte fatura düzenleyenler mesul tutulacağı için sorun yoktur.

Peki bilmeden sahte fatura kullanma ne şekilde oluyor?

Sözünü ettiğimiz 306 seri nolu VUK Genel Tebliğindeki düzenleme bunun hangi durumlarda mümkün olduğunu çok güzel anlatıyor; oradan bakalım.

“Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlenmesi, kastın karinesi olup, bunun ayrıca değerlendirilmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak, gerçekte yapılan bir mal veya hizmet alımı karşılığında mal veya hizmeti sağlayan tarafından kendi belgesi yerine bir başka mükellefin belgesi verilebilmektedir. Bu gibi durumlarda iş veya hizmetin mahiyetine göre belgeyi alan tarafın bu belgenin mal veya hizmetin sağlandığı mükellefe ait olup olmadığını bilemediği durumlar söz konusu olabilmektedir. Bu gibi durumlarda sahte belgeyi kullanmış olan mükellefin, bu belgenin satın aldığı mal veya hizmeti sağlayana ait olmadığını bilip bilmemesi önem taşıyacaktır. Şayet kullanıcının belgenin sahte olduğunu bilmesi gerekiyorsa, bir başka deyimle, kasıt söz konusu ise burada 359 uncu maddede belirtilen anlamda bir sahte belge kullanımı söz konusu olacaktır. Aksi takdirde ise suçun manevi unsuru oluşmadığından durum madde kapsamında değerlendirilemeyecektir.

**

Vergi uygulamasında kullanılan sahte belgelerin bilerek mi yoksa bilmeyerek mi kullanıldığına ise, konuya ilişkin olarak düzenlenen vergi inceleme raporlarında yer alan tespit, değerlendirme ve sonuca göre karar verilmektedir.

Sahte belgeleri bilerek ya da bilmeyerek kullanmış olmak arasında, uygulanan yaptırımlar bakımında ciddi farklar vardır.

Düzenlenmiş olan raporda faturaların bilerek kullanıldığı sonucuna varılmış olması durumunda;

-Bir yandan mükellef adına salınan ilave vergi üzerinden bu verginin üç katı tutarında vergi zıyaı cezası kesilirken,

-Diğer yandan da, mükellef (ya da şirketse eğer, şirketi temsile yetkili kişiler) hakkında, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmalarını sağlamak için suç duyurusunda bulunulmaktadır.

-Üstelik bu vergi ve cezalar uzlaşma kapsamına da girmiyor.

Kayıt ve beyanlara alınan sahte faturaların bilinmeden kullanıldığı sonucuna varılması durumunda ise;

-Sadece bir kat vergi zıyaı cezalı ilave vergi tarhiyatı yapılmakla yetiniliyor. Göreceli bu avantaj yetmezmiş gibi, bir de; yalnızca, kesilen (o da tek kat olan) ceza değil; bunun yanında, zamanında ödenmediği vergi inceleme raporuyla tespit edilmiş olan vergi aslının bir kısmının bile, mükellefin o sıradaki ödeme vb. durumları göz önünde bulundurularak, üzerinde uzlaşılmak suretiyle azaltılabilmesi mümkündür.

**

Ama garantisi yok bu işin.

306 seri nolu Genel Tebliğin, yasal dayanaktan yoksun, topu inceleme elemanlarına atan düzenlemesi üzerinden yürüyen hâlihazırdaki uygulama ilden ile hatta uygulayıcıdan uygulayıcıya farklılık arz edebildiği unutulmamalıdır.

Bu nedenle mükelleflerin bu konuda son derece dikkatli olmalarını tavsiye ediyoruz.

Kendilerinden mal ya da hizmet satın aldıkları kişi ya da firmaların bu malların teslimi ya da hizmetlerin ifası sonrasında vermiş oldukları faturaların antedinde yazan isim, unvan, vergi ve TC no gibi kimlik ve mükellefiyet bilgilerinin ilgili kişilere ait olduğundan emin olmaları gerekmektedir.

Ticari hayatta, Tebliğde anlatıldığı şekilde, sattıkları mal ya da hizmet karşılığında kendilerine ait olmayan fatura verme uygulamasının hayli yaygın olduğu söyleniyor, ne yazık ki.

Özellikle dükkân kapısına mal getirip satanlarda daha çok oluyormuş bu.

Mükellefler de daha hesaplı olduğu düşüncesiyle aldıkları bu malları tamah edip alırken faturalarını pek de önemsemiyorlar sanki. muhasebedr.com

Ne güzel; hem ucuz hem de faturası var.

Fatura bulmak için uğraşmayacağım diye, aldıkları gibi muhasebecilerine deftere işlemeleri için gönderiyorlar.

Faturanın alnında yazmıyor ki sahte olup olmadığı.

Muhasebeci de bilemez kendisine gelen faturaların sahte olup olmadığını.

Bırakın muhasebecileri, o gün ya da yakın tarihlerde düzenlenmiş herhangi bir faturanın sahte olduğunu Maliyenin kendisi bile bilemez.

Böyle olunca da, haliyle muhasebeciler, kendilerine gelen bu faturaları deftere kaydettikten sonra oradaki kayıtlardan çıkan sonucu da ilgili dönem beyanlarına aktarıyorlar.

Aman Dikkat!

Onun için “aman dikkat!” diyoruz.

Mükellefler, kapılarına gelen fiyatı uygun malları alsınlar.

Bir şey demiyoruz, helal u hoş olsun.

Ama almış oldukları malların karşılında kendilerine verilen faturalar konusunda çok dikkatli olsunlar.

Aman ha!

Abdulmenaf Yakut

Vergi Müfettişi

ABDULMENAF YAKUT’tan VERGİ DOSYASI

*MuhasebeDR.Com

TÜRKİYE’NİN MUHASEBE DOKTORU

Powered by WPeMatico