Sadece ticaretle uğraşanlar değil, teminat isteyen herkes bilir. Bir alacağa veya ileride doğabilecek bir zarara karşı teminat isteyen, boş bir senedi imzalattırır ama vadeyi yazmaz.

Ahmet Bey de 10 sene önce vefat etmiş olan babasının dosyalarını karıştırırken, lehtarı babası olan, bedeli boş bir adet senet bulur. Senedin düzenlenme tarihi 1994’tür. Yani senet 23 yıl önce düzenlenmiş ve rahmetli babasına verilmiştir. Senedin vadesi 2017’dir.

Ahmet Bey babasının mirasçısı olarak 23 yıl önce düzenlenmiş bu senedi, senet bedeli olarak babasının alacağı tutarı yazıp, borçluya karşı takibe koyar.

Borçlu senede ve takibe itiraz eder. 23 yıl önce düzenlenmiş bir senedin artık senet niteliğinin kalmadığını, zaman aşımına uğradığını, yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu ileri sürer.

Alacaklının imzası…

Mahkeme açık olarak verilen senedin 23 yıl süresince yasal yollardan tahsil edilmeye çalışılmaması ve 1994’te düzenlenen senedin vade tarihi olarak 23 yıl sonrasının yazılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle Ahmet Bey’in takibini iptal eder.

Ahmet Bey ısrarlıdır, mahkemenin ret kararına karşı Yargıtay’a temyize gider. Yargıtay senedin düzenleme tarihi ile vade tarihi arasında belli bir süre olacağına dair hukuksal bir düzenleme mevcut olmadığından Ahmet Bey’i haklı bulur. Artık senedi düzenleyen senet sebebiyle borçlu olmadığını ispatlamak zorundadır. Yoksa 23 yıl önce boş olarak imzalanıp verilmiş bu senedi ödemek zorundadır.

Yargıtay haklı mıdır? Hayatın gerçekleri ile insani ilişkilerin gerçekleri sık sık yasaların sözüne ve ruhuna uymaz. Ama Yargıtay burada yasanın sözüne sıkı sıkıya bağlı kalmış, somut olayın hayatın ve insani, ekonomik ilişkilerin gerçeklerini göz ardı etmiştir. Böyle olunca da adaletin mağdurlarının ortaya çıkması da kaçınılmaz oluyor.

Kim bir senedi boş olarak düzenleyip, 23 yıl sonrasının vade tarihini yazar ki? 23 yılda neler olacağını, nelerin değişeceğini, paranın değerinin 23 yıl sonra ne olacağını kim tahmin ederek bir senet düzenler? Yasaları uygularken sıkı sıkıya söze bağlı kalmak, özü ihmal etmek adil sonuç doğurmuyorsa, söz değil öz önemlidir.

Boş senet vermeyin. Veriyorsanız da senede ciro yasağı koyup, senedi ne için verdiğinizi ayrı bir yazıyla tespit edin, senet alacaklısının da imzasını alın. Bu sizi korur.

Prof. Dr. Erol Ulusoy

MİLLİYET

Powered by WPeMatico