e-Ticaretin hızlı ve çabuk olması, çeşitlilik ve ucuzluk anlamında fırsatlar oluşturması, rekabet avantajı yaratması gibi vb. unsurlar online alışverişin dünya genelinde hızla yayılmasına sebebiyet vermekle birlikte vergilendirme açısından güncel sorunlar ortaya çıkarmıştır. Bu kapsamda online olarak gerçekleştirilen alışverişin konusunu fiziki mal teslimi ile dijital ürünlerin teslim ve hizmeti oluşturmaktadır. Bu kapsamda KDV mükelleflerinin yurtdışından çevrimiçi sistemde fiziki mal alışları için ithalatın gerçekleştiği safhada gümrükte, bireysel tüketiciler için ise dağıtım yapan kargo şirketinin beyanıyla KDV yönünden vergilendirme yapılmaktadır.
E-ticaretin diğer bir alışveriş konusu olan dijital ürün teslim ve hizmetleri ise KDV mükellefleri tarafından dar mükelleflerden satın alındığında Türkiye’de faydalanma gerçekleşeceği için sorumlu sıfatıyla tevkifat yapılıp beyan edilerek KDV yönünden vergilendirilebilecektir. Asıl sorun ise bireysel tüketicilerin dar mükelleflerden dijital ürün teslim ve hizmet alışlarında ortaya çıkmaktadır. Aslında bireysel tüketiciler tevkifat yapmakla sorumlu olsalar da her gün sınırsız işlem gerçekleşen globalleşen sınır tanımayan e-ticaret dünyasında bu sorumluluğun yerine getirilmesi pek olası değil gibi gözükmektedir. 464 no.lu VUK genel tebliğinde bu sorunu önleme amaçlı bazı çalışmalar yapılsa da teori uygulamaya hâkim olamamaktadır. Meclise sevk edilen torba yasa tasarısının 48. maddesi dar mükelleflere, KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere sundukları elektronik hizmetler için beyan ve ödeme yükümlülüğü getirmektedir.
Bu yasal düzenlemenin dar mükelleflerin muhataplarının bile bulunamadığı bir ortamda uygulamaya nasıl yansıyacağı bilinmemektedir. Bu düzenleme yasalaştıktan sonra örneğin: bireysel tüketicinin App Store’den satın aldığı uygulama sırasında ortaya çıkan KDV Apple tarafından beyan edilip ödenecektir. Bu kapsamda diğer bir düzenleme ve çözüm önerisi ise bankalardan online ortamlarda yapılan dijital teslim ve hizmetler için yapılan ödeme bilgilerinin periyodik şekilde alınmasıdır. Bu doğrultuda uluslararası firmalara KDV mükellefiyeti tesis ettirilemez ise bankalara ödemelerde sorumlu sıfatıyla kesinti yaptırmak ikinci çözüm yolu olabilir.
AB’ye üyelik yolunda paralel uygulamalar gerçekleştirilmesinin zorunlu olduğu düşünülürse bankalar aracılığıyla gerçekleştirilecek KDV kesintisi problem çıkartabilir. Çünkü AB’de bireysel tüketicilere yönelik satışlara ilişkin bilgilerin banka ve aracı kuruluşlardan istenmesi şahsi bilgilerin gizliliği mevzuatı yönünden olası değildir. Burada uluslararası firmalara KDV mükellefiyeti tesis ettirmenin ve bankalara sorumlu sıfatıyla tevkifat yaptırmanın yanında şu önerilerde dikkat çekmektedir: KDV mükellefi tesis ettirilemeyen uluslararası şirketin merkezinin bulunduğu yerde uluslararası antlaşmalar sayesinde Maliye Bakanlığı tarafından verginin toplanması ve ilgili ülkelerin Maliye Bakanlığı’na yatırılması, e-ticaret yapan firmanın vergiyi kendisinin tahsil etmesi ve ilgili ülkelere ödeme yapması. Yine ayrıca genel anlamda elektronik ticaret için, E-ticaret sınırlarının serbest bölge sayılması ya da bit vergi önerisi (Elektronik ortamda transferi gerçekleşen bilginin hacmi esas alınarak vergilendirme yapılmasına ilişkindir) gibi çözüm önerileri de bulunmaktadır.
Yazımızda değindiğimiz konuyu şu örnek sorunsalında inceleyebiliriz: Türkiye’den bir kullanıcı x adlı uluslararası online savaş oyununda bazı silahları satın almak için aynı şirketin online silah satış mağazasından ilk önce uluslararası şirketin oluşturduğu sanal oyun parasını satın almak zorundadır.
Bu durumda 1000 TL’ye 1 adet elektronik oyun parası alan kullanıcı online satış mağazasından online silah almaktadır. Ayrıca oyun oynarken kazanılan elektronik oyun parası şirketin elektronik pazarında işlem aracı olarak kullanılmaktadır.
Burada kullanıcının almış olduğu dijital ürün teslimi şeklinde gerçekleşen hizmet karşılığında yapılması gereken KDV tevkifatının nasıl gerçekleştirileceğinin yanında oluşturulan bu elektronik oyun parası (EOP) sayesinde Elektronik Para Kuruluşu’na (EPK) dönüşmüş bu uluslararası şirketten BSMV alınamaması diğer bir vergi sorunudur.
Burada üretilen elektronik oyun parasının BSMV’ ye tabi tutulamamasının nedeni bu dijital para biriminin 91 seri no.lu Gider Vergileri Genel Tebliği’nin 5. maddesi kapsamında BDDK’nın izin ve denetimine tabi olmamasıdır.
Yukarıdaki örnekte bahsi geçen elektronik oyun para birimi, üretimi para otoriteleri veya hükümetler tarafından gerçekleştirilmeyen mevcut yapısı gereği sadece sisteme üye olan kullanıcılar tarafından kullanılan dijital para birimi Bitcoin (฿) ile benzerdir. Bu kapsamda güçlü para birimi olan ABD Doları karşısında, dünya ticaretinin yöneldiği yeni alışkanlık yapısı olan e-ticaret sektörünün yakın gelecekte para birimi haline dönüşecek elektronik para için bireysel veya ülkelerle ortak çalışma yapılabilir.
Örneğin: dünya ticaretinin ABD Doları ile döndüğü bir dünyada Rusya-İran gibi ülkelerle uygulamada işlerlik kazanamayan ikili ticarette yerli para kullanımı projemiz yerine ortak elektronik para birimi projesini hayata geçirebiliriz.
Ömer ŞENER
Vergi Müfettişi
DÜNYA
Powered by WPeMatico