HESAP TETKİK KOMİSYONU KURULDUKTAN SONRA HAZIRLANAN RAPOR TEKRAR GENEL KURULA NE ZAMAN SUNULUR ?-
“Davalı kooperatifin 27.6.1998 tarihli olağan genel kurul toplantısında gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden bir kısım ortaklar Kooperatifler Kanunu’nun 46/3 maddesine uygun olarak önerge vermişler, önergede “hesap tetkik komisyonu kurulması, ibranın geri bırakılması ve hesap tetkik komisyonu raporunun sonucuna göre yönetim ve denetim kurullarının görevden azli” konularının gündem maddelerine ilave edilerek görüşülmesini istemişlerdir. Bu önerge genel kurulda görüşülerek Hesap Tetkik Komisyonu kurulmuş, daha sonra Hesap Tetkik Komisyonu Raporunun hazırlanması için divan heyetince genel kurula bir hafta süre verilmesine karar verilmiştir. Bunun üzerine genel kurul Kooperatifler Kanunu’nun 43 maddesinde öngörülen biçimde yetkili organ tarafından yeni bir çağrı yapılmaksızın 4.7.1998 tarihinde toplanarak söz konusu kararları almıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 46. maddesinin 3. fıkrası uyarınca hesap tetkik komisyonu seçilmesi, bilanço incelemesi ve ibranın geriye bırakılması hususları gündeme alınıp kabul edilmesi halinde, aynı yasanın 98. maddesi ile kooperatifler hakkında da uygulama olanağı bulunan TTK.nun 377. maddesine göre bilanço tasdiki ibra ve bunlarla doğrudan ilgili olan hususların görüşülmesi bir ay sonraya bırakılması gerekir. Bu sebeple genel kurulun ertelenmesi halinde izleyen toplantının bir aydan az olmayan biçimde (Kooperatifler Kanunu md. 43, TTK md. 368) yetkili organ tarafından ortaklara duyurulmalıdır. Somut olayda bu duyuruyu yapacak olan yetkili organ kooperatifin yönetim kuruludur. Genel kurul toplantısında divan heyetinin böyle bir yetkisi yoktur. Divan başkanı, genel kurulu ertelerken bir ay sonraya bırakılan toplantının gününü tayin edemez. Genel kurul ertelendikten sonra yönetim kurulu en az bir (ay) veya genel kurulca azlığın izni ile bir süre öngörülmüş ise bu süreyi göz önüne alarak genel kurulu toplantıya çağırır.
Kanunun öngördüğü biçimde çağrı merasimi ve süreye uymaksızın yapılmış bir toplantının hukuken geçerli bir genel kurul toplantısı niteliğinde olup olmadığının üzerinde durmak gerekir. Doktrinde de değinildiği gibi, “bir genel kurul kararından söz edilebilmesi için öncelikle iki ana unsur gerekir. Bunlardan ilki, genel kurul niteliğinde bir kurul, ikincisi ise bu kurulu oluşturan pay sahiplerinin bir kararı. Böylece toplanan pay sahipleri değilse, pay sahipleri TK.nun emrettiği şekil ve usulde toplanmamışlarsa ve karar almamışlarsa bir genel kurul kararının varlığından söz edilemez” (Bkz. Poroy / Tekinalp / Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku İst. 1995 sh. 364). Yukarıda belirtilen görüşler ve Dairemizin bu yönde yerleşik içtihatlarının ışığında dava konusu olaya dönülürse, davalı kooperatifin 4.7.1998 tarihli erteleme genel kurul toplantısı şekil ve usul açısından gerekli çağrı yapılmadan yasanın emredici hükümlerine aykırı olarak yapıldığından, yasal niteliğe bürünmemiş fiili bir toplantı niteliğinde olup, yok hükmündedir. Mahkemece konuya bu açıdan yaklaşılmak suretiyle 4.7.1998 tarihli genel kurul toplantısının yok hükmünde olduğunun tespitine, bu sonuca göre 27.6.1998 tarihli genel kurul toplantısında sözü edilen önerge ile ilgili olarak alınan kararlar bir hüküm doğurmayacağından iptaline, birleştirilen 1998/801 E. sayılı davadaki talebin asıl davanın sonucu çerçevesinde ele alınıp karar verilmesi gerekirken yasaya aykırı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir
[contact-form]
Powered by WPeMatico