Tıpkı Orhan Veli’nin “Beni bu güzel havalar mahvetti” dizeleri gibi… Bankaları da geçen yılın kasım ve aralık aylarındaki yüksek kur mahvetmedi ama şaşırttı.
Merkez Bankası’nın TL uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerine (uygulamada aslında fiilen döviz satışı yok) katılan bankalar bir dönem yüksek kurun azizliğine uğradı. Kasım ve aralık aylarında yapılan ihaleler sırasında dolar kurunun görece yüksek olması, vade tarihi için yüksek kur hesaplanmasına yol açtı. Teklifler de doğal olarak bu hesaplamaya dayandırılarak yüksek verildi.
İşte bu yüzden, vadesi geçen hafta sonuna kadar dolan 38 ihalenin 33’ünde bankaların dolar kuru tahminleri vade tarihinde gerçekleşen kurun üstünde kaldı. Bu yüzden de bankalar, bu 33 ihalede teklif ettikleri kur ile gerçekleşen kur arasındaki farkı teklif tutarı ölçüsünde Merkez Bankası’na ödediler. Beş ihale için ise Merkez Bankası bankalara ödeme yaptı. Bu 38 ihale için bankaların Merkez Bankası’na yaptıkları ödeme yaklaşık 4.1 milyon lira oldu.
Vadesi dolmayan ihalelerde durum ne?
Önümüzde vadesi henüz dolmamış 33 ihale var. Bu 33 ihalenin ikisinin vade tarihi bugün, kalanların vadesi ise 27 Ağustos’a kadar dolacak.
TL uzlaşmalı vadeli döviz ihaleleri bize bankacılık sisteminin en azından vade tarihleri itibarıyla neredeyse gün gün dolar kurunda ne tahmin ettiğini gösteriyor. Elbette bu tahmin papatya falı açarcasına ve üstünkörü yapılıyor değil. Teklif verilirken vade süresi ve teklif tarihindeki dolar kurunun yanı sıra, o dönemde yaşanabilecek olası gelişmeler ve riskler de göz önünde bulundurularak hareket ediliyor ve sonuçta bir tahmine ulaşılıyor.
Vade tarihinde gerçekleşen kur bankanın tahmininden düşük olursa, yani gerçekleşmeye göre yüksek teklifte bulunulmuşsa banka Merkez Bankası’na fark ödemek durumunda kalıyor. Vadesi dolan 38 ihalenin 33’ünde yaşanan da bu.
Şimdi dönelim yeniden vadesi dolacak ihalelere. Her ne kadar teklif tarihindeki koşullar belirleyici ise de vade tarihleri itibarıyla ortaya konulan kurlar, bankaların bir anlamda tahminleri.
Ay ay ortalama kur
Vadesi bugünden itibaren dolacak 33 ihalenin 6’sında teklifl er geçen yıl alınmıştı. Bu ihalelerde teklif edilen kur yüksek. Bunun iki nedeni var.
Birincisi, ihaleler yapıldığında vade tarihine uzun bir süre vardı.
İkincisi, ihale tarihinde kur yüksek seyrediyordu ve bu yüzden bir dizi hesaplamaya dayalı olarak teklif edilen kur da haliyle yüksekti.
İşte bu yüzden ihalesi geçen yıl yapılanları eleyerek 27 ihaleyi dikkate almak suretiyle ortalama olarak ay ay hangi kurun varsayılarak teklif edildiğini çıkardık. Bulduğumuz değerler bir anlamda bankacılık sisteminin kur tahminini de göstermiş oluyor.
Buna göre vadesi martta dolacak ihaleler için tahmin edilen ortalama kur 3.81 düzeyinde. Ortalama kur nisan için 3.85, mayıs için 3.87, haziran için 3.91, temmuz için 3.97, ağustos için ise 3.99 dolayında tahmin edilmiş.
Bankalar, TL uzlaşmalı döviz ihalelerinde kuşkusuz olabildiğince düşük kur teklifinde bulunmaya çaba gösteriyorlar. Bir banka 4 liralık kur teklifiyle ihaleden 1 milyon dolarlık pay almış ama vade tarihinde kur 3.90’da kalmışsa, bu banka her bir dolar için 10 kuruş olmak üzere 1 milyon doların tümü için Merkez Bankası’na 100 bin lira ödüyor. Aynı ihalede vade tarihinde kur 4.10 olarak gerçekleşmişse bu kez de Merkez Bankası aradaki fark olan 10 kuruş karşılığında bankaya 100 bin lira ödeme yapıyor.
Dolayısıyla bankalar olabildiğince düşük kur teklifiyle ihaleden pay almaya çaba gösteriyor.
İhale, teklifl er yüksek kurdan düşük kura doğru sıralanarak sonuçlandırılıyor. Bu yüzden de farktan para kazanmak ya da zarara girmemek için düşük kur teklif etmek makul bir adım olmakla birlikte bu durumda ihaleden pay alamama riski de bulunuyor.
Alaattin AKTAŞ
https://www.dunya.com/kose-yazisi/iste-bankalarin-gun-gun-dolar-kuru-varsayimlari/406785
Powered by WPeMatico