Bilindiği gibi, münfesih duruma düşmüş veya uzun zamandır gayrifaal durumda olan birçok anonim veya limited şirketin vergi dairesinden kayıtlarının resen silinmesi önemli sorunlara neden olmaktadır. Bununla beraber aynı şirketler yerel ticaret sicil memurluklarında (ticaret odalarında) kayıtları devam ettiği için önemli bir problem teşkil etmiştir.
Konuyla ilgili yürürlüğe giren yeni TTK yani 6102 sayılı kanunun geçici 7. maddesi ile önemli bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre, ticaret sicilinden münfesih şirketlerin silinmesi sırasında bunların aktiflerinde yer alan gayrimenkul veya benzeri bir hak mevcudiyeti halinde tasfiye memuru atanması yolu ile bu sorun çözülecektir.
Ticaret sicil memurluğu, münfesih şirketlerin ortaklarına veya müdürlerine veya denetçilerine tebligat yaparak 2 ay içerisinde tasfiye memuru atamalarını ve bu atanan tasfiye memurunu ise ticaret siciline bildirmeleri zorunludur.
Atanan tasfiye memuru göreve başlayıp, yetki belgesini alıp, şirketin gayrimenkulünü en kısa zamanda bir müşteriye satması zorunludur. Satamadığı takdirde şirketin gayrimenkulünü ortaklar arasında toplantı yapıp ortaklardan birine satabilir. Böylece, şirketin aktifinde yer alan menkul veya gayrimenkuller bu şekilde bir işlemle satışı gerçekleştirilmiş olacaktır. Sonuçta, münfesih şirketin aktifinde herhangi bir nakil vasıtası, otomobil, kamyon vb. taşıtlar varsa bunlar da aynı şekilde satış suretiyle aktif boşaltılacaktır. Aktiflerin boşaltılması sırasında fatura düzenlenecektir. Beraberinde ayrıca, noterde kat’i satış sözleşmesi de düzenlenecektir.
Münfesih duruma düşmüş şirketlerin aktiflerinin paraya dönüştürülmesinde yani gayrimenkullerin satışı halinde bu gayrimenkulleri KVK 5/1-e hükmü gereğince istisnadan faydalanması mümkün bulunmamaktadır.[1]
Ortaklara yapılacak satış sırasında gayrimenkullerin değeri emsallere uygun olması zorunludur. Emsallere uygun fiyat veya bedelin tespitinde KVK md. 5/1-e ve ayrıca 1 Seri Nolu Transfer Fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hakkında genel tebliğde yapılan açıklamalara göre işlemin mahiyetine en uygun yöntem kullanılacaktır. Eğer, satış işlemine ilişkin fiyat veya bedelin emsallerine göre bariz bir şekilde uygun olmaması halinde kazanç transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak tevzi edilmiş bir kazanç sayılacaktır.[2] Böyle bir durum karşısında düşük satış bedeli ile emsal satış bedeli üzerindeki fark üzerinden tasfiye memuru adına cezalı tarhiyat riski her zaman gündeme gelebilir.
Tasfiye memuru tarafından son kez KDV, varsa muhtasar, geçici vergi beyannameleri verilerek tasfiye işlemleri neticelendikten sonra ayrıca tasfiye kurumlar vergisi beyannamesi de verilerek iş bitirilecektir.
Sonuç olarak, münfesih duruma düşmüş şirketlerin mal varlıkları tasfiye memurları tarafından satış yapılarak neticelendirilmediği takdirde bu mallar Hazineye intikal etme riski ile karşı karşıya geleceklerdir.[3]
Gelir ve kurumlar vergisi yönünden ilgili vergi dairesine de konu bildirilerek vergi kayıtları resen terk yöntemi ile sonuçlandırılacaktır.
———–
[1] Bkz. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı özelgesi, 4.3.2013 gün ve 115 sayılı.
[2]/[3] Bkz. 6102 sayılı yeni TTK geçici md.7
Av. Nazlı Gaye Alpaslan
hurses.com.tr
Powered by WPeMatico