Günümüzde şehirleşmenin artması ile birlikte, insanların yaşam tarzlarının yanı sıra şehirlerdeki yerleşim biçimlerinde de değişiklikler olmaya başlamıştır. Şehirler yatay biçimde bahçedeki tek katlı yapılardan ve mahallelerden oluşurken zaman içinde bu yapıların yerini çok katlı yapılar, mahallelerin yerlerini de siteler almaya başladı. Şehirleşme ile birlikte gelen yaşam biçim değişikliği, aile yapılarının çekirdek aile şekline dönüşmesi, farklı kültürlerdeki insanların bir arada yaşamak durumunda kalması, insanlar arasındaki bir takım problemlerin de çıkmasına neden olmuştur. Ortaya çıkan problemler kanuni düzenlemeleri de beraberinde getirmiş, konu ile ilgili çok sayıda kanun, kararname vb. ile yasal düzenlemeye gidilmiştir. Bir taraftan insanların ikamet edecekleri site ve apartmanlar ihtiyaçlara uygun biçimde tasarlanırken diğer taraftan oluşturulan bu yerleşim alanlarının ortak ihtiyaçları karşılayacak şekilde yönetilmesi kaçınılmaz bir hal almıştır. Başlangıçta gönüllülük esası ile yürütülmeye çalışılan bu konu, kapsamı açısından oldukça geniş bir hal alması, yöneticiler yasal sorumluluklarını vb. nedenler ile artık bu konuda yetişmiş insanların profesyonel anlamada çalışabilecekleri iş kolu durumuna gelmiştir. Bu noktada apartman ve site yönetimini salt hukuki boyutu ile de ele almamak gerekir. Çünkü apartman ve site yönetimi, içerisinde birbirinden farklı işleri yerine getirecek görevliler bulunan organizasyonu da sorunsuz ve etkin bir şekilde yönetmek durumundadır. Apartman ve site yönetimi ihtiyaç duyulan faaliyetleri yerine getirirken ortaya çıkan giderleri ve gelirleri, şeffaf ve hesap verilebilir bir biçimde tutmak zorundadır
Powered by WPeMatico