Mükellefe vergi indirimi uygulamasından kim nasıl faydalanacak?

Ülkemizde, her iki yılda bir çıkarılan af niteliğindeki kanunlardan özellikle vergisini düzenli ödeyen mükelleflerin duyduğu rahatsızlığı ortadan kaldırmak için; geçen yıl 6824 sayılı Kanun’un 4’üncü Maddesi ile Gelir Vergisi Kanun’unda değişiklik yapılmıştı. Bu defa düzenlemenin yürürlüğe gireceği 01.01.2018 tarihinden önce 301 No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi uygulamasına ilişkin ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.

Bilindiği üzere yapılan düzenleme ile vergiye uyumlu mükelleflerden belirlenen şartları taşıyanlara yıllık gelir veya Kurumlar Vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin yüzde 5’ini her hal ve takdirde 1 milyon TL’yi aşmamak üzere, ödemeleri gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirebilmelerine imkan sağlanmıştı.

HANGİ BEYANNAMELERİ KAPSAMAKTADIR?

Tebliğde, indirimden yararlanılabilmesi için mükelleflerin, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu beyannamenin ait olduğu yıldan önceki son iki yıla ilişkin olarak Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken gelir veya Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi, muhtasar gibi tüm vergi beyannamelerini kanuni süresi içerisinde vermiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerini de kanuni süresi içerisinde ödemiş olmaları gerektiği açıklanmıştır.
Buna göre beyana tabi olmayan; Emlak Vergisi, Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi vergiler bu kapsama girmezken, Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken gelir veya Kurumlar Vergisi, Geçici Vergi, Katma Değer Vergisi, muhtasar, Damga Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, Özel İletişim Vergisi gibi tüm vergi beyannameleri bu kapsama girmektedir.
Ayrıca, kanuni süresi içerisinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak; kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler, vergi indiriminden yararlanılmasına engel teşkil etmeyecektir. Ancak, indirimden yararlanılabilmesi için; bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin de kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması gerekmektedir.

SONRADAN YAPILAN TARHİYATLARDA UYGULAMA NASIL OLACAK?

Mükelleflerin vergi indiriminden yararlanabilmeleri için; indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıl içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması gerektiği, söz konusu dönemler için haklarında ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunan mükelleflerin, tarhiyatın kesinleşip kesinleşmediğine bakılmaksızın, indirimden yararlanamayacağı açıklanmıştır.
Buna göre tebliğde; tarhiyatın, hangi yılın hesapları ile ilgili olduğuna değil, fiilen yapıldığı yıla dikkat çekilmektedir. Diğer bir ifadeyle yapılan açıklamadan, yapılacak tarhiyatın; sadece ait olduğu yıl ile önceki iki yıla ilişkin değil, bu süre zarfında geçmiş dönemlere ilişkin beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması gerektiği gibi kanuni düzenlemeyi aşan genişletici bir yorum yapılmaktadır.

TARHİYATIN YARGI KARARI SONUCUNDA KALDIRILMASI DURUMUNDA, İNDİRİMDEN FAYDALANILIR MI?

Tebliğde, söz konusu dönemlere ilişkin olarak ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatların indirimin hesaplanacağı gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken süreden önce kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması ve diğer şartların da sağlanması kaydıyla vergi indiriminden yararlanılmasının mümkün olacağı; ancak, yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararları, uzlaşma veya düzeltme hükümleri ile kısmen ortadan kaldırılması durumunda ise indirimden yararlanılamayacağı açıklanmıştır.
Tebliğde verilen örnek incelendiğinde, yapılan tarhiyatın;
– İndirimin hesaplanacağı hesap dönemine ait Kurumlar Vergisi beyannamesinin verilmesi gereken süreden önce kesinleşmiş mahkeme kararıyla tamamen kaldırılması durumunda anılan şirketin vergi indiriminden yararlanabileceği,
– İndirimin hesaplanacağı hesap dönemine ait Kurumlar Vergisi beyannamesinin verilmesi gereken süreden sonraki bir tarihte kesinleşen yargı kararıyla tamamen kaldırılmış olması halinde, ilgili hesap dönemine ait Kurumlar Vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarih itibarıyla indirim şartlarını sağlayamadığından bu hesap dönemine ilişkin olarak söz konusu indirimden yararlanamayacağı,
– Ayrıca, ilgili hesap dönemine ait Kurumlar Vergisi beyannamesinin verilmesi gereken süreden sonraki bir tarihte kesinleşen yargı kararıyla tamamen kaldırılmış olması durumunda, söz konusu tarhiyatın, sonraki hesap dönemine ilişkin olarak verilecek Kurumlar Vergisi beyannamesinde indirimden yararlanılmasını engellemeyeceği, anlaşılmaktadır.

1.000 TL’YE KADAR VADESİ GEÇMİŞ BORÇ UYGULAMAYA ENGEL DEĞİLDİR

Mükelleflerin, vergi indiriminden yararlanabilmeleri için; indirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dahil) 1.000 TL’nin üzerinde vadesi geçmiş borçlarının bulunmaması gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, söz konusu 1.000 TL’lik borcun hesabında Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken vergi beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergi asılları ile vergi cezalarının (vergi ziyaı cezası, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları) toplamının dikkate alınmasıdır. Söz konusu 1.000-TL’lik borcun hangi döneme ait olduğunun önemi bulunmamaktadır.

DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN MÜ?

Örneğin, vadesi geçmiş Motorlu Taşıtlar Vergisi borcu dikkate alınmazken, 1.000 TL’nin üzerinde özel usulsüzlük cezası borcu dikkate alınmaktadır.
Maliye Bakanlığı’nın görevi; yasaları tam ve eksiksiz olarak uygulayarak, herkesin vergilerini düzenli ödemesini sağlamaktır. Düzenli ödemenin istisnai, düzensiz ya da hiç ödenmemenin kural haline geldiği bir vergi sisteminde, vergi adaletini sağlamak ve zamanında ödeyenlerin gönlünü almak amacı ile getirilen bu düzenlemede, 1 milyon TL’lik indirim üst sınırı koymak dostlar alışverişte görsün yaklaşımıdır.
Ülkemizde vergisini düzenli ödeyenler çoğunlukla kayıt içinde olan, kurumsal müesseselerdir. Kurumlar Vergisi’nin yüzde 24’ünün ilk 10, yüzde 44’ünün ise ilk 100 mükellef tarafından ödeniyor olması gerçeği karşısında, bu düzenleme “sırf vergisini düzenli ödeyene indirim getirdik” demek adına yapılmış bir harekettir.
Kurtuluş, vergisini düzenli ödeyene vergi indirimi getirmek değil; herkesin vergisini düzenli ödeyebileceği bir vergi sistemi kurmaktan geçmektedir.

NEDİM TÜRKMEN

KAYNAK: http://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/nedim-turkmen/vergiye-uyumlu-mukelleflere-vergi-indirim-siniri-1-milyon-2164072/

Powered by WPeMatico